31 Aralık 2014 Çarşamba

SÜLEYMAN ŞAH ve HAYME ANA

Kütahya Domaniç Hayme Ana Kabri
Ertuğrul Gazi nin babası olan Süleyman Şah Türkistan daki Moğul istilasından kaçarak Şelçuklu himayesinde bulunan şimdiki Bilecik Söğüt ilçesi civarında 50.000 çadırlık bir beylik kurdu.Süleyman Şah Beyliğinde bulunan 4 reisiyle beraber şimdiki Suriye Caber e giderken Fırat Nehrinde boğularak can verir.Süleyman Şah ın yerini Karısı Hayme Ana doldurmuştur.Devlet Ana da denir.Uzun süre Hayme Ana Beyliği yönetti ve sonra 4 oğlundan biri olan Ertuğrul beye teslim etti.Süleyman Şah Caber kalesinde Hayme ana ise Kütahya nın Domaniç ilçesinde kabirlerinde yatmaktadırlar.


.

Süleymaniye Cami İki Siyah taşın sırrı

Kanuni Sultan Süleyman dünyaca ünlü mağbedi Süleymaniye Cami nin yapılışı sırasında ilgiç bir hediye gelir.Hediye Kanuniye bildirilir hediyeyi gönderen Osmanlının ve Müslümanların can düşmanı Batı Roma İmparatoru Şarlken dendir.Caminin mihrabına konması için 750x1500 cm ebatında epeyce kalın siyah mermer taşdır.Hediyeyi getiren Elçi bizim oraların meşhur mermeridir der.Kanuni Sultan Süleyman gelen bu büyük hediyenin iyi niyetli olmadığını bunun bir sebebi olduğunu anlar
.Mimar Sinan a bu taşı incelemesi için emir verir.çok geçmeden mimar Sinan olayı çözer ve Sultan Süleymana durumu anlatır.O büyük taşı yatay olarak ortadan ikiye kesen mimar Sinan içerisinden büyük bir Haç  cıktığını görmüştür.Kanuni Sultan Süleyman O taşı en iyi şekilde değerlendirmenin yolunu bulmuştur.Haç işaretini mermerlerin üzerinden kazıyarak sildirir ve Mimar Sinan a Bu iki Siyah mermeri Süleymaniyenin en çok ayak basılan yerine konmasını ister.Günümüzde halen ayak basılan bu taşlara güneşe karışı bakıldığında haç işaretinin kazınan yerlerinide görebilirsiniz.

TÜRK BAYRAĞININ ŞİFRESİ

Bayrağımız anısına Ünlü Şair Mehmet Akif ERSOY a bir Fatih a UNUTMAYALIM.

KOCANIN İLİ KOCAELİ

Osmanlı beylik döneminden Devlet dönemine geçtiği zamanlarda Osman Bey yaşının ilerlemiş olmasından dolayı Beylik yönetimini oğlu Orhan Gazi ye bırakmaya karar vermişti.Orhan Gazi Osmanlı beyliğinin başına geçince yeni fetihler yapıp sınırlarını genişletmek istedi.Beyliğine bağlı olan birlikleri varlığını tehdit eden sınırlara gönderdi.Konur Alp Batı Karadeniz dolaylarına, Kendisi Orhaneli civarına,Babasının sağ kolu olan Akçakoca yıda şimdiki adı Kocaeli olan Nikomedia ya gönderdi.Akçakoca ilerlemiş yaşına rağmen burayı almış ve bu müjdeli haberi Orhaneli civarında bulunan Orhan Gaziye bildirmişti.Orhan gazi bu haber üzerine Orhaneli ilçesine kendi adını vermiş, Akçakoca yada fetih ettiğin yerede kendi adı ver dedi ve Nikomedia Akçakoca adıyla anılır oldu.İlerleyen zamana dayanamayan AKÇAKOCAİLİ, KOCA nın İLİ denmeye ardındanda şimdi kullandığımız KOCAELİ olmuştur.Vatana her türlü hizmette bulunan zatı muhteremlerden ALLAH (c.c) razı olsun.

SÜLEYMANİYE CAMİİ YAPILIRKEN...

    

           Kanuni Sultan Süleyman bir gün Mimarlar Mimarı Mimar Sinanı çağıtır yanına ama Mimar Sinanı bir türlü bulamaz Sultan Süleyman merak içinde Sinanı bekler.Mimar Sinan geçte olsa çıkar Padişahın huzuruna Kanuni Sultan Süleyman neredesin be Sinan der.Mimar Sinan Süleymaniye için yer bakıyordum padişahım der.Padişah şaşırır buna çünkü Süleymaniye adını ilk kez dün gece rüyasında Peygamber Efendimiz (S.A.V) ağzından duymuştu.Dayanamadı ve sordu sen nereden biliyorsun Süleymaniyeyi der.Mimar Sinan Padişahım o an ben hemen arkanızdaydım ve yapılması istenen yer uygundur der.Kanuni Sultan Süleyman hemen çalışmalara başla ne gerekiyorsa yap der.Çalışmalara başlayan mimar Sinan temel atma hazırlıklarını tamamlar ve dualarla başlar dünyanın en büyük maabetini yapmaya...           Mimar Sinan temel atma sürecinden sonra  3 ay kadar beklemek istemesini kimse anlamaz hatta kimileri parasızlıktan yapılamadığını öne sürecek dahası Osmanlı Düşmanları güçlerinin azaldığını Sultan Süleymanın gücünün bittiğini öne sürer.İran Şah Kanuniye yardım olsun diye bir sandık elmas yakut zümrüt gönderir.bunları bitiremediğin Camide kullan der.buna çok kızan Padişah elçinin önünde getirilen değerli eşyaları askerlerine tuzla buz ettirir.ve Mimar Sinana bunları caminin harıcında kullan der.Mimar Sinanın neden beklediği sonra anlaşılır.Caminin uzun yıllar ayakta kalabilmesi için temelinm oturmasını beklediği anlaşılır.

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN SON SEFERİ ÖLÜMÜ VE VASİYETİ


            Sultan Süleyman Han ın son seferi Zigetvar Kalesi idi.Süleyman Han yaşının ilerlemiş (72 yaşında) olmasına rağmen bu sefere çıkmayı çok istemişti.Sebebi Macar krallığına son vermek , uzun süredir sefere çıkmayışının halk arasında kötü karşılandığı düşüncesi ve çocukları arasında geçen taht mücadelesi idi.Sultan Süleyman Han zorda olsa bu sefere çıktı.At sırtında düşmana korku veren beyaz heybetli elbiseler içerisinde Eyüpte kılıç kuşandı ve Dualarla 19 nisan günü İstanbuldan o büyük ordusu ile ayrıldı.Ancak bu kudretli duruşunu Edirne kapı civarlarına kadar taşıya bildi.Buna daha fazla dayanamadı ve Sokullu Mehmet Paşanında yardımı ile atlı arabaya bindirilerek yola bu şekilde devam etmesi sağlandı.Kale çevresi kuşatıldı.Padişahın çadırı kuruldu ve Sultan Süleyman çadırına yerleşti.Koca sultan son günlerini bu çadırda geçirecekti.Kaleyi kuşatan ordu 20 gün kadar süren bu kuşatma sonucunda kale düşecektir fakat bunu Koca Sultan göremiyecektir. Durumunun çok ağır olduğu bir gün Sultanın bakımıyla ilgilenen sıhhıye askeri padişahın son dakikalarını anlar ve askerlerden sorumlu olan Sokullu Mehmet Paşay gelir ve paşam Sultanımız çok ağır burada daha fazla bakamayız der. Kalenin düşmek üzere olduğunu bu durumda dönmenin padişahımız tarafındanda kabul edilmeyeceğini söyleyip Kuşatmanın zaferle sonuçlanmadan kaldırılmayacağını söyler.Bu olaydan birkaç gün geçmeden Koca Kanuni Sultan Süleyman vefat eder. Sıhıye askeri bu acı haberi Paşaya bildirir.Sokullu Mehmet Paşa büyük bir soğukkanlılıkla başımız sağ olsun der ve bu haberin kimseye söylenmemesini ister.İki gün sonra sıhhıye askeri paşaya tekrar gelir ve Padişahın bu şekilde uzun süre bekletilemeyeceğini söyler ve ne yapılması gerektiğini sorar.Uzun bir düşünme sonunda naşının daha uzun süre kalabilmesi için iç organlarının boşaltılıp içerisinin bitki karışımlarıyla doldurulup geri dikilmesi kararına varır.Kuşatma zaferle sonuçlanır.Asker dinlenir ve dönüş hazırlıkları başlar. Padişahın tahteravanı hazırlanır.Herkes Padişahı merak eder ama kimse nasıl olduğunu soramaz.Sağlıklı olduğu düşünülür.Edirne Kapı civarında haber yayılır padişahın öldüğüne dair.Asker olduğu yerde kalakalır.Kuran-ı Kerim ve Mevlüt-ü Şerif ler okunur.Önceden haber gönderilen oğlu 2.Selim Edirne Kapı önlerinde babasını karşılamaya gelir. 2.Selim babasının durumunu çok üzülür. İstanbul a gelen ordu büyük üzüntüyle Padişahın defin işlerinin ne zaman olacağını merakla bekler.2.Selim ve Seyhülislam olan Ebu Suud Efendi nin kararı ile naşın bekletilmeden defnedilmesine karar verilir.  (Kanuni Sultan Süleyman Han Defin minyatürü)             Kanuni Sultan Süleyman Han defin sırasında ilginç olaylar yaşanır.Minyatürde de görünen şekilde padişahın naaşı taşınır.Önünde taşınan küçük sandık Süleyman Hanın vasiyetidir.Kanuninin iki vasiyeti vardı.Biri ben ölürsen elimin birini tabutumdan dışarı çıkarın herkes görsün ki bu dünya geçici Koca Sultanın bile eli boş gidiyor.ama bu vasiyet dinimize uygun olmadığı için yerine getirilmez.İkinci ise Odasında bulunan sandıkla beraber defnedilmesi buda dinimizce uygun değildir fakat Seyhül İslam Ebu Suud Efendi bunun ne olduğunu anlayıp ona göre karar verilmesi gerektiğini söyler.2.Selim bunun iyi olacağını babasının bu vasiyetinin yerine getirilmesi gerektiğini söyler.Ebu Suud Efendi sandığın açılması için askerlere emir verir sandık açılır ve içerisinden Kanuni Sultan Süleymanın bu zamana kadar aldığı kararlar vardır.O kararların altında da Seyhülislamın imza bulunur.Bunu gören Ebu Suud Efendi göz yaşlarına boğulur ve Kanuninin naşına kapanır ağlar ağlar ve Koca Sultan sen paçayı kurtarırsında ben ne yaparım bilmem der.Kağıtlarla beraber defnedilmesine izin verilir...

25 Aralık 2014 Perşembe

YAVUZ SULTAN SELİM ve İHTİYARIN RUYASI


        Osmanlı Devleti 9.padişahı Yavuz Sultan Selim han döneminde yaşanan bir hadise… Borçlarından bir türlü kurtulamayan bir ihtiyar yatsı namazı sonrası ALLAH a dua ve niyazda bulunur.Borçlarını ödeye bilme gücü ister,korkusu kul hakkını ödeyemeden ölmek.İhtiyar gece bir rüya görür.Sabah kalkar kalkmaz rüyanın da etkisi ile gider padişahın huzuruna çünkü rüyasında peygamber efendimiz (s.a.v) görmüş ,Yavuzun yanına gitmesini ve ona bir mesajının olduğunu,gidip bizzat söylemesini istemişti.Eşinin bile inanmadığı bu durumu saray kapısındaki askerlere nasıl açıklayacaktı.Askerleri ikna edemeyen ihtiyar tam vazgeçecekti ki yakından geçen padişahın sağ kolu olan Hasan Can sesleri işitir ve ihtiyarın yanına gelir ne istediğini sorar,anlatır durumu ihtiyar ama asıl mesajı söylemez.peki der Hasan Can gel benimle.Padişahın huzuruna çıkılır ve ihtiyara sorar Padişih Yavuz ne olduğunu ve ihtiyar anlatır.Padişahım bana borçlarıma karşılık bir kese altın vereceğiniz var der padişah şaşırır ama kızmaz nedenini sorar.İhtiyar gece rüyamda peygamber efendimiz (s.a.v) gördüm ve dediki **Bizim Yavuz a söyle her gece bana getirdiği salavat-ı şerifi dün gece unuttu ve ona karşılık sana bir kese altın versin**der.Yavuz un gözleri dolar üzülür bir kese altını ihtiyara verir.çünkü bu doğrudur.Yavuz ihtiyara tekrar sorar ne gördüğünü ihtiyar tekrar anlatır.bir kese altın daha verir.tekrar sorar tekrar verir tekrar sorar tekrar verir.Hasan Can durumu anlar ve araya girer ihtiyarı gönderir.Yavuz kendine gelir ve Hasan Can a duydun mu Hasan benim için ne demiş.Bizim Yavuz demiş Hasan Bizim Yavuz...Eğer sen araya girmeseydin bütün servetimi verirdim o sözleri bir daha duymak için der...işte peygamber aşığı atalarımız. 




 SÜLEYMANİYE CAMİİ ŞİFRELERİ                

           Kanuni Sultan Süleyman bir gün Mimarlar Mimarı Mimar Sinanı çağıtır yanına ama Mimar Sinanı bir türlü bulamaz beklemekten yorulan Sultan Süleyman merak içinde bekler.Mimar Sinan geçte olsa çıkar Padişahın huzuruna Kanuni Sultan Süleyman neredesin be Sinan der.Mimar Sinan Süleymaniye için yer bakıyordum padişahım der.Padişah şaşırır buna çünkü Süleymaniye adını ilk kez dün gece rüyasında Peygamber Efendimiz (S.A.V) ağzından duymuştu.Dayanamadı ve sordu sen nereden biliyorsun Süleymaniyeyi der.Mimar Sinan Padişahım o an ben hemen arkanızdaydım ve yapılması istenen yer uygundur der.Kanuni Sultan Süleyman hemen çalışmalara başla ne gerekiyorsa yap der.Çalışmalara başlayan mimar Sinan temel atma hazırlıklarını tamamlar ve dualarla başlar dünyanın en büyük maabetini yapmaya...           Mimar Sinan temel atma sürecinden sonra  3 ay kadar beklemek istemesini kimse anlamaz hatta kimileri parasızlıktan yapılamadığını öne sürecek dahası Osmanlı Düşmanları güçlerinin azaldığını Sultan Süleymanın gücünün bittiğini öne sürer.İran Şah Kanuniye yardım olsun diye bir sandık elmas yakut zümrüt gönderir.bunları bitiremediğin Camide kullan der.buna çok kızan Padişah elçinin önünde getirilen değerli eşyaları askerlerine tuzla buz ettirir.ve Mimar Sinana bunları caminin harıcında kullan der.Mimar Sinanın neden beklediği sonra anlaşılır.Caminin uzun yıllar ayakta kalabilmesi için temelinm oturmasını beklediği anlaşılır.

GENÇ OSMAN